"Çangıl çungul" deyiminin anlamı nedir?
- Kulağa hoş gelmeyen sesler çıkaran, çıkararak.
Çangıl çungul deyimine benzer deyimler
"Ağzını öpeyim (seveyim)" deyimi ve açıklaması
- Sevindirici bir söz söyleyene
- "ne güzel, hoş söyledin" anlamında kullanılır.
[
Ağzını öpeyim (seveyim)]
"Alacağına şahin, vereceğine karga" deyimi ve açıklaması
- Alırken bütün gücünü kullanan ve kolaylık gösteren, kimsede parasını bırakmayan; verirken ise bin bir güçlük çıkaran, vereceğini geciktirmek için elinden geleni yapan kimse için kullanılır.
- "Ne adamsın be! Alacağına şahin, vereceğine karga! Yazıklar olsun!"
[
Alacağına şahin, vereceğine karga]
"Anladık yel değirmeni, (ama) suyu nereden geliyor?" deyimi ve açıklaması
- Düşündüğüm emeksiz kazanç iyi, hoş. Ama bunu gerçekleştirecek güç nerede?
[
Anladık yel değirmeni, (ama) suyu nereden geliyor?]
"Arkası (sırtı) pek" deyimi ve açıklaması
- Soğuktan muhafaza edecek biçimde giyinmiş, iyi giyinmiş olan.
- Güçlü bir kimseye ya da yere güvenen.
- "Ona göre hava hoş, çünkü karnı tok, sırtı pek nasıl olsa!"
[
Arkası (sırtı) pek]
"Aza çoğa bakmamak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin miktarı üzerinde durmamak, ele geçen kadarını hoş görmek.
- Azdan bir parça çok, biraz.
[
Aza çoğa bakmamak]
"Belâ aramak" deyimi ve açıklaması
- Kavga çıkararak, önüne gelene çatarak ya da başka sebeplerle kendisi için tehlikeli bir durum oluşmasına yol açmak.
- "Bırak sövmeyi, belâ mı arıyorsun başına?"
[
Belâ aramak]
"Bir hoşluğu olmak" deyimi ve açıklaması
- Rahatsız, neşesiz olmak.
- "O şiddetli kazayı görünce bir hoş oldum."
[
Bir hoşluğu olmak]
"Bozuntuya vermemek" deyimi ve açıklaması
- Hataya düştüğünü anladığında veya hoşlanmadığı bir durumla karşılaştığında farketmemiş gibi davranmak, oralı olmamak.
- "Hiç bozuntuya vermeden misafirlere hoş geldin demeye devam etti.
[
Bozuntuya vermemek]
"Burnundan (fitil fitil) gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.
- "Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!"
- Elde ettiği güzel şey, arkasından gelen üzüntüler dolayısıyla kendisine zehir olmak.
[
Burnundan (fitil fitil) gelmek]
"Ekmeğini taştan çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- En zor işleri bile yapıp geçimini sağlayacak becerilikte olmak, her türlü işi yapmak.
- "Ekmeğini taştan çıkaran insanların arasına katılmakta gecikmedi."
[
Ekmeğini taştan çıkarmak]
"Geniş gönüllü" deyimi ve açıklaması
- Heyecan ve telâş göstermeyen, merak etmeyen, olayları hoş karşılayan.
- "Geniş gönüllü olmak benim için o kadar kolay değil."
[
Geniş gönüllü]
"Gönül okşamak" deyimi ve açıklaması
- Birini hoş bir davranış ve sözle sevindirmek.
- "Gönlünü okşamak mı istiyorsun, bir gül uzat ona."
[
Gönül okşamak]