"Cendereye sokmak" deyiminin anlamı nedir?
- Çok sıkıştırmak, manevî baskı altına almak.
- "Adamı cendereye almayı iyi beceriyorsun."
Cendereye sokmak deyimine benzer deyimler
"Adam evladı" deyimi ve açıklaması
- İyi bir ailenin iyi yetiştirilmiş, görgülü, iyi eğitilmiş çocuğu.
[
Adam evladı]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Aralarından su sızmamak" deyimi ve açıklaması
- Çok iyi, çok yakın dostluk veya arkadaşlık kurmak, ahbap olmak.
- "Şunlara bak, aralarından su sızmıyor."
[
Aralarından su sızmamak]
"Aşığı bey oturmak" deyimi ve açıklaması
- İşi çok iyi, istediğine uygun bir biçimde almak.
[
Aşığı bey oturmak]
"Avucunun içine almak" deyimi ve açıklaması
- Birini her dediğini yapar duruma getirmek, baskı ve etkisi altına almak.
[
Avucunun içine almak]
"Bal gibi" deyimi ve açıklaması
- Çok tatlı.
- Çok iyi, adamakıllı, pekâlâ.
- "Bal gibi iş, daha ne duruyorsun?"
[
Bal gibi]
"Bereket versin" deyimi ve açıklaması
- "Allah size bol kazanç versin" anlamında iyi dilek sözü.
- Çok şükür ki iyi ki (hoşnutluk anlatır).
- "Bereket versin ki ona bir şey olmamış."
[
Bereket versin]
"Boyunduruk altına girmek" deyimi ve açıklaması
- Başkasının egemenliği altına girmek, tutsak olmak, emir ve baskı altında yaşamak.
- "Türk milleti için boyunduruk altına girmek, ölüm demektir."
[
Boyunduruk altına girmek]
"Burnu Kaf dağında (olmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok fazla kibirli, herkese yukarıdan bakar (olmak).
- "İyi ki bir araba aldı, burnu Kaf dağında bir adam olup çıktı."
- Çok kibirli, herkese çok yukarıdan bakar (olmak).
- "Burnu büyümek.
- ",
- "Burnu havada."
[
Burnu Kaf dağında (olmak)]
"Burnunda (gözünde) tütmek (Biri, bir şey)" deyimi ve açıklaması
- Çok özler, çok arar, çok ister olmak.
[
Burnunda (gözünde) tütmek (Biri, bir şey)]
"Elden ele dolaşmak" deyimi ve açıklaması
- Pek çok kişi tarafından kullanılmak, bir çok sahip eline geçmek.
- "Elden ele dolaşan atı nihayet geri almayı başardı."
[
Elden ele dolaşmak]
"Emek vermek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin meydana gelmesi için özenle ve çok çalışmak.
- "İyi bir sonuç mu almak istiyorsun? Emek ver, gayret et."
[
Emek vermek]