"Cart kaba kâğıt!" deyiminin anlamı nedir?
- Yüksekten atan, yapamayacağı şeyleri yapar gibi konuşan, çalım satan kimselere karşı söylenen küçümseme ünlemi.
Cart kaba kâğıt! deyimine benzer deyimler
"Afur tafura gelmek" deyimi ve açıklaması
- Çalım satandan hoşlanmamak. Böyle bir davranışa karşı tepki göstermek.
[
Afur tafura gelmek]
"Ağız satmak" deyimi ve açıklaması
- Yapamayacağı bir işi yapacakmış gibi konuşmak.
[
Ağız satmak]
"Alttan (aşağıdan) almak" deyimi ve açıklaması
- Sert konuşan birine karşı yumuşak, olumlu, onu haklı görüyormuş gibi tavır almak.
- "Amacına ulaşmak istiyorsan onunla konuşurken alttan al, pes perdeden konuş."
[
Alttan (aşağıdan) almak]
"At oynatmak" deyimi ve açıklaması
- Ata hüner göstermek.
- Bildiği ve istediği gibi davranmak.
- Belli bir alanda üstünlük kurmak.
- "Meydan adamlara kaldı, istedikleri gibi at oynatıyorlar."
[
At oynatmak]
"Avurt satmak" deyimi ve açıklaması
- Yapamayacağı şeyleri yapabilirmiş gibi konuşmak, yüksekten atmak.
[
Avurt satmak]
"Ayağını denk almak" deyimi ve açıklaması
- Birilerinin kendisine karşı yapacakları muhtemel kötülüklere karşı uyanık davranmak, tedbirli olmak.
- "Eğer ayağını denk almazsan o adamlar başına bir iş açacaklar senin."
[
Ayağını denk almak]
"Ayaklar altına almak" deyimi ve açıklaması
- Önem verilecek şeyleri hiçe saymak, çiğnemek.
- Önem verilmesi gereken şeyleri hiçe saymak, çiğnemek.
- "Babasının onun için verdiği emekleri ayaklar altına alarak o serseriliği seçti."
[
Ayaklar altına almak]
"Ayıptır söylemesi" deyimi ve açıklaması
- Böyle şeyleri ortaya koymak size karşı saygısızlık olacak ama, söylemek zorunluluğu duyuyorum, özür dilerim.
- Bir şeyi kendinden geçercesine beğenmek, sevmek.
[
Ayıptır söylemesi]
"Azınlıkta kalmak" deyimi ve açıklaması
- Bir sorun üzerine oy verenler, sayıca, karşı düşünceye oy verenlerden daha az çıkmak.
- Bir oyalamada, karşı düşünceye oy verenler sayıca az çıkmak.
[
Azınlıkta kalmak]
"Bel vermek" deyimi ve açıklaması
- (Dik şeylerin) dışarıya doğru, (yatay şeylerin de) aşağıya doğru kamburlaşmak.
- "Yeni ördüğümüz duvar bel verdi."
- Duvar gibi dikey şeylerin ortası kamburlaşmak.
- Tavan direği gibi yatay şeylerin ortası aşağı sarkmak.
[
Bel vermek]
"Bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmek (Kendisinin)" deyimi ve açıklaması
- Kimi şeyleri görmemiş, kimi şeyleri duymamış gibi davranmak.
[
Bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmek (Kendisinin)]
"Yüksekten atmak" deyimi ve açıklaması
- Yapamayacağı şeyleri söylemek.
- "Amma da yüksekten atıyor."
[
Yüksekten atmak]