"Can sıkıntısı" deyiminin anlamı nedir?
	- Yapılacak iş ve bir şeyle oyalanma imkânı bulamamaktan duyulan tedirginlik, içine düşülen bunalım.
 - "Bütün gün evde oturuyor, can sıkıntısından ne yapacağımı bilemiyordum."
 
	
	
	
	Can sıkıntısı deyimine benzer deyimler
	
	"Ağzından girip burnundan çıkmak" deyimi ve açıklaması
	- Çeşitli yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek; veya kandırmak.
 - "Ağzından girip burnundan çıktı ve ondan para koparmayı başardı."
 - Ne yapıp yaparak bir kimseyi bir şeye razı etmek.
 
	[
Ağzından girip burnundan çıkmak]
	
	"Akıl etmek" deyimi ve açıklaması
	- Akıllıca bir iş yapmak, bir önlem almak.
 - Herhangi bir önlem ve çareyi zamanında düşünmek, vaktinde hatırlamak.
 - "Sular kesilecekti ama kovaları doldurmayı akıl edemedim."
 
	[
Akıl etmek]
	
	"Aradan çıkmak" deyimi ve açıklaması
	- Telaşlı, sıkıntılı bir zamanda, yapılacak işe engel olan kişi, oradan uzaklaşmak.
 - Yapılacak başka işlerle daha iyi uğraşabilmesi için, bir iş önce bitirilmek.
 
	[
Aradan çıkmak]
	
	"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
	- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
 - Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
 - "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
 
	[
Başından atmak]
	
	
	"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
	- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
 - Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
 - Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
 - Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
 - "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
 
	[
Başını ağrıtmak]
	
	"Beli bükülmek" deyimi ve açıklaması
	- Yaşlılık yüzünden güçsüz kalmak, bir iş yapamaz duruma gelmek.
 - Üzüntü ve kederden ruhsal bir çöküntüye düşmek.
 - "İflas eden şu genç adamın bir yılda beli büküldü."
 
	[
Beli bükülmek]
	
	"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
	- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
 - Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
 - "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
 
	[
Beyin yıkamak]
	
	"Bir ayak önce (evvel)" deyimi ve açıklaması
	- Çok çabuk, bir an önce, ivedi olarak.
 - "Bu iş, bir ayak önce yapılacak bir iştir."
 
	[
Bir ayak önce (evvel)]
	
	"Bostan korkuluğu" deyimi ve açıklaması
	- Kuşları ve diğer yabani hayvanları ürkütmek için tarlalara dikilen kukla, insan benzeri nesne.
 - Kendisinden beklenileni yapmayan, ya da kendisinden çekinilmeyen, göstermelik kimse.
 - "Müdür tam bir bostan korkuluğu, memurlar ne iş yapıyor ne güç."
 
	[
Bostan korkuluğu]
	
	
	"Boyacı küpü değil ki (hemen daldırıp çıkarasın)" deyimi ve açıklaması
	- O kadar kolay ve çabuk yapılacak bir iş değil. Emek ve zaman ister.
 
	[
Boyacı küpü değil ki (hemen daldırıp çıkarasın)]
	
	"Gün almak" deyimi ve açıklaması
	- Bir iş yapmak için ilgili kişiden gün ayırmasını; belirli bir tarih tespit etmesini istemek, randevu almak.
 - Yaşını bitirip daha sonraki yılın bir ya da birkaç gününü almak.
 - "Doktordan gün almayı unutmamışsındır umarım."
 
	[
Gün almak]
	
	"Orta hâlli" deyimi ve açıklaması
	- Ne zengin ne yoksul, ne iyi ne kötü, ne çirkin ne güzel.
 - "Onlar orta hâlli bir ailedirler."
 
	[
Orta hâlli]