"Ağır ol" deyiminin anlamı nedir?
- Soğukkanlılığını yitirme, sabırlı davran, ağırbaşlığı elden bırakma.
Ağır ol deyimine benzer deyimler
"Ağzını kapamak" deyimi ve açıklaması
- Susmak.
- Çıkarının elden gideceğini düşünerek birinin konuşmasını önlemek.
- "Ağzını kapatamazsak konuşup bizi elâleme rezil edecek."
[
Ağzını kapamak]
"Araya (aralığa) gitmek" deyimi ve açıklaması
- Heder olmak, işe yaramaz duruma gelmek.
- Karışıklıkta elden çıkmak ya da telef olmak.
[
Araya (aralığa) gitmek]
"Bal dök (de) yala" deyimi ve açıklaması
- Bir yerin çok temiz, pırıl pırıl olduğunu anlatmak için kullanılır.
- "Odayı öyle elden geçirmiş ki bal dök de yala!"
[
Bal dök (de) yala]
"Başını boş bırakmak" deyimi ve açıklaması
- Bir kişiyi ya da bir şeyi denetimsiz, kendi haline bırakmak.
- Denetimsiz, yalnız ve serbest bırakmak.
- "Bu çocuğun başını boş bırakma, yoksa başı belâya girecek."
[
Başını boş bırakmak]
"Canı sağ olsun" deyimi ve açıklaması
- Elden çıkanın önemi yok. Kendisi sağ ya yeter.
[
Canı sağ olsun]
"Elden ayaktan düşmek (veya kesilmek)" deyimi ve açıklaması
- Yaşlılık, hastalık sebebiyle iş yapamaz, yürüyemez, kendi işini göremez duruma gelmek.
- "Allah kimseyi elden ayaktan düşürmesin."
[
Elden ayaktan düşmek (veya kesilmek)]
"Elden çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Malı olmaktan çıkmak.
- "O arsa elden çıktığı için üzüldüm."
[
Elden çıkmak]
"Elden düşme" deyimi ve açıklaması
- Az kullanılmış.
- "Elden düşme bir araba aldı."
[
Elden düşme]
"Elden ele dolaşmak" deyimi ve açıklaması
- Pek çok kişi tarafından kullanılmak, bir çok sahip eline geçmek.
- "Elden ele dolaşan atı nihayet geri almayı başardı."
[
Elden ele dolaşmak]
"Elden geçirmek" deyimi ve açıklaması
- Eksiklikleri düzeltmek, onarmak; denetlemek için pek çok şeyi ele alıp yoklamak, gözden geçirmek.
- "Yaptığın işi bir daha elden geçir."
[
Elden geçirmek]
"Elden gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi yitirmek, ondan yoksun kalmak.
- "Bütün mal mülk bir hiç uğruna elden gitti."
[
Elden gitmek]
"Fukara babası" deyimi ve açıklaması
- Yoksulları koruyup gözeten, onlara yardım elini uzatan, elden geldiğince yardım etmeyi seven kimse.
[
Fukara babası]