"Canına minnet (Böyle bir şey onun)" deyiminin anlamı nedir?
- Bu onun arayıp da bulamadığı şeydir. Onu büyük gönül borcuyla karşılar.
Canına minnet (Böyle bir şey onun) deyimine benzer deyimler
"Akıl bu ya!" deyimi ve açıklaması
- Doğru olmasa da aklı onu bu davranışa itti.
[
Akıl bu ya!]
"Ağzıyla kuş tutsa…" deyimi ve açıklaması
- "Ne kadar çaba gösterse, ne yapsa da" anlamında kullanılır.
- "Ağzıyla kuş da tutsa, artık bu eve adım atamaz."
[
Ağzıyla kuş tutsa…]
"Allah bilir" deyimi ve açıklaması
- Belli değil, Cenab-ı Hak`tan başka kimse bilmez.
- "Allah bilir bu sırrın iç yüzünü."
- Bana öyle geliyor ki.
- "Allah bilir esrar da alıyordur bu çocuk."
[
Allah bilir]
"Ayağına bağ olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işini yapmasına, bulunduğu yerden ayrılmasına engel olmak.
- "Bu çocuk ayağıma bağ oldu, onu bırakıp da bir yere gidemiyorum."
[
Ayağına bağ olmak]
"Aynı yolun yolcusu" deyimi ve açıklaması
- Bu da onun gidişinde, davranışında.
[
Aynı yolun yolcusu]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Bozum olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir sözü ya da davranışı iyi karşılanmadığı için utanmak, utanacak duruma düşmek.
- "Onun düşüncesinin hiç de doğru olmadığını söylediğim zaman amma da bozum oldu kadın."
[
Bozum olmak]
"Büyük oynamak" deyimi ve açıklaması
- Büyük bir tehlikeyi göze alarak bir işe girişmek.
- Çok fazla para koyarak kumar oynamak.
- "Büyük oynadım, ya kaybedeceğim, ya da kazanacağım."
[
Büyük oynamak]
"Cana minnet (bilmek)" deyimi ve açıklaması
- İhtiyacı olduğu hâlde arayıp da bulamadığı şeylerden saymak.
- "Yalnızca su mu? Canıma minnet, çabuk ver."
[
Cana minnet (bilmek)]
"Çam devirmek" deyimi ve açıklaması
- Farkında olmadan karşısındakini kıracak ya da kötü bir sonuca yol açacak söz söylemek, davranışta bulunmak.
- "Onun da çam devirmede üstüne yok hani."
[
Çam devirmek]
"Defteri dürülmek" deyimi ve açıklaması
- İşine son verilerek bir yerden uzaklaştırılmak.
- Ölmek ya da öldürülmek.
- "Onun da defterini dürecekler yakında.
[
Defteri dürülmek]
"Yüze vurmak" deyimi ve açıklaması
- İşlediği bir suçu ya da kabahati birinin açıkça yüzüne söyleyip onun utanmasına yol açmak.
- "Suçunu sakın yüzüne vurup da utandırma onu."
[
Yüze vurmak]