"Canı burnuna gelmek" deyiminin anlamı nedir?
- Bir şey yaparken çok zorluk çekmek, bunalmak.
- "Kömürü taşıdım ama canım da burnuma geldi."
Canı burnuna gelmek deyimine benzer deyimler
"Acısı içine çökmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şey için çok derin bir üzüntü duymak, bir şeyin acısını çok içinde duyumsamak.
[
Acısı içine çökmek]
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Akıllara durgunluk vermek" deyimi ve açıklaması
- Çok şaşılacak bir şey olmak.
- "Bir görmeliydin o olayı, akıllara durgunluk verecek bir olaydı."
[
Akıllara durgunluk vermek]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yaparken çok sıkıntı çekmek, eziyete katlanmak.
- "Şu arabanın taksitlerini ödeyinceye kadar anamdan emdiğim süt burnumdan geldi."
[
Anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek]
"Ana(sı) usta (ekmeği) yufka yapar, çocuk(lar) usta çift çift kapar" deyimi ve açıklaması
- Başkasına bir şeyler vermesi gereken kişi, az az verip sayıyı çoğaltarak çok şey veriyormuş gibi görünmek istiyor. Ama alan da bunlardan birkaçını birleştirip tek yerine koyarak aldanmadığını gösteriyor.
[
Ana(sı) usta (ekmeği) yufka yapar, çocuk(lar) usta çift çift kapar]
"Avantaya gelmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şey, çok az bir parçaya ya da bedavaya sağlanmak.
[
Avantaya gelmek]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Baş vurmak" deyimi ve açıklaması
- Müracaat etmek, bir işin yapılmasını bir kimse veya kuruluştan istemek.
- Bilgi edinmek üzere bir kaynağa bakmak, bir kimseye danışmak.
- "Vakit geçirmeden ansiklopediye bakalım da öğrenelim."
[
Baş vurmak]
"Dilinin altında bir şey olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin sözlerinden açıkça söylemediği bir şeyler olduğu anlaşılmak.
- "Dilinin altında bir şey olduğunu biliyorum ama bir türlü söyletemiyorum."
[
Dilinin altında bir şey olmak]
"Hesaba katmak (almak)" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yaparken ya da yürütürken bir başka şeyi de göz önünde bulundurmak.
- "Hasan`ı da hesaba katalım, az zorluk çıkarmayacaktır bize."
[
Hesaba katmak (almak)]