"Burun kıvırmak" deyiminin anlamı nedir?
- Önem ve değer vermemek, küçümsemek, beğenmemek.
- "Önüne konan yemeklere burun kıvırıp sofradan kalktı."
Burun kıvırmak deyimine benzer deyimler
"Adam yerine koymak" deyimi ve açıklaması
- Değeri olmadı halde değer ve önem vermek.
[
Adam yerine koymak]
"Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Daha önce toplumda önemli bir yeri yokken artık kendisine değer ve önem verilir bir kişi olmak.
[
Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı]
"Ağzının içine bakmak" deyimi ve açıklaması
- Birinin söylediklerini zevkle ve dikkatle dinlemek, bu sözlere uymak.
- Konuşan bir kimseyi seve seve ve dikkatlice dinlemek.
- "Konuşması onları öyle sarmıştı ki ağzının içine bakıyorlardı."
[
Ağzının içine bakmak]
"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
[
Ahret kardeşi]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Canı gitmek" deyimi ve açıklaması
- Önem ve değer verdiği, beğendiği bir şeye zarar gelecek diye çok korkmak, kaygılanmak.
- "Araba çizilecek diye canı gidiyor."
[
Canı gitmek]
"Canlı yayın" deyimi ve açıklaması
- Kişilerin ses ve davranışlarını o anda ve doğrudan doğruya veren radyo ve televizyon yayını.
- "Parti temsilcileri bu akşam televizyonda canlı yayında tartışacaklar."
[
Canlı yayın]
"Eyüp sabrı" deyimi ve açıklaması
- Peygamberlerden Hz. Eyyub` un başına gelen hastalığa sabredip, bundan dolayı şikâyet etmemesi; güçlük ve üzüntülere, hastalığa karşı sabretmesinden hareketle, en ağır ve sürekli üzüntülerden bile yakınmayanın büyük ve uzun sabrını anlatmak için kullanılır.
[
Eyüp sabrı]
"Hafife almak" deyimi ve açıklaması
- Küçümsemek, önem vermemek,"Beni hafife alıyorlar ama yanılıyorlar."
[
Hafife almak]
"Hiçe saymak" deyimi ve açıklaması
- Hiç önem ve değer vermemek.
[
Hiçe saymak]
"Hor görmek (veya bakmak)" deyimi ve açıklaması
- Önem vermemek, değersiz saymak, adam yerine koymamak, küçümsemek.
- "Beni, yoksul diye hep hor gördüler."
[
Hor görmek (veya bakmak)]
"Lafını (sözünü) bilmek" deyimi ve açıklaması
- Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
- "O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
[
Lafını (sözünü) bilmek]