"Buluttan (kıldan) ne kapmak (almak)" deyiminin anlamı nedir?
- En küçük şeylerden alınmak.
Buluttan (kıldan) ne kapmak (almak) deyimine benzer deyimler
"Ağzıyla kuş tutsa" deyimi ve açıklaması
- En güç, en ustaca şeyler de yapsa.
[
Ağzıyla kuş tutsa]
"Akıl defteri" deyimi ve açıklaması
- Akla gelen şeylerin unutulmaması için kısaca yazıldığı küçük defter.
- Hatırlanıp yapılması gereken şeylerin yazıldığı küçük defter, muhtıra defteri, ajanda.
[
Akıl defteri]
"Aslan payı" deyimi ve açıklaması
- Bir paylaşmada en büyük pay.
- Ortaklardan en güçlüsünün aldığı en büyük pay.
- Hak edilenden daha çok alınan pay, en güçlünün aldığı pay.
[
Aslan payı]
"Başını kaşımaya vakti olmamak" deyimi ve açıklaması
- Elindeki işleri yapılması gereken zamanda yetiştiremeyecek ve arada en küçük başka bir iş yapamayacak kadar şıkışık durumda bulunmak.
[
Başını kaşımaya vakti olmamak]
"Biri eşikte, biri beşikte" deyimi ve açıklaması
- Çocukları hep küçük küçük.
[
Biri eşikte, biri beşikte]
"Buluttan nem kapmak" deyimi ve açıklaması
- Çok alıngan olmak, en küçük şeylerden bile alınmak.
- "Seninle konuşmak imkânsız, buluttan nem kapıyorsun çünkü."
[
Buluttan nem kapmak]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Can damarı" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç.
- "Babam evin can damarıdır."
[
Can damarı]
"Can damarına basmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak.
- "Adamın en sonunda can damarına bastılar, zararı da kendileri gördüler."
[
Can damarına basmak]
"Çoğu gitti azı kaldı" deyimi ve açıklaması
- İşin en güç, en önemli, en büyük kısmı bitti, kalanı önemsizdir.
- "Ha gayret çocuklar, çoğu gitti azı kaldı."
[
Çoğu gitti azı kaldı]
"Suyun başı" deyimi ve açıklaması
- Suyun çıktığı yer, kaynak.
- En çok yarar sağlanacak yer.
- Bir iş için en önemli, iş en son kendisinde bitecek kişi, mevkii.
- "Yorgun bedenlerini suyun başındaki çimenlerin üstüne bıraktılar."
[
Suyun başı]
"Zurnanın zırt dediği yer" deyimi ve açıklaması
- Yapılmakta olan işin en hassas, en önemli, en can alıcı noktası.
[
Zurnanın zırt dediği yer]