"Bulanık suda balık avlamak" deyiminin anlamı nedir?
- Karışık durumlardan yararlanarak kendi çıkarını sağlamak.
- "Bulanık suda balık avlamayı kural hâline getirmiş."
Bulanık suda balık avlamak deyimine benzer deyimler
"Başının çaresine bakmak" deyimi ve açıklaması
- Kimsenin yardımı olmayacağı anlaşıldığından içinde bulunduğu güç durumdan kurtulma yolunu kendisi aramak.
- Kimsenin yardımı olmadan kendi işini kendi yapmak, kendini zor durumdan kurtarmak.
- "Benden sana fayda yok, başının çaresine baksan iyi olacak."
[
Başının çaresine bakmak]
"Bir bardak suda fırtına koparmak (yaratmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok basit, küçük, önemsiz bir şeyi büyütüp içinden zor çıkılır bir olay hâline getirmek.
- "Bir bardak suda fırtına koparmayı bırak artık, mendilini yaktıysa evi de yakmadı ya!"
[
Bir bardak suda fırtına koparmak (yaratmak)]
"Can pazarı" deyimi ve açıklaması
- Herkesin kendi canının kaygısına düştüğü ve kendi canını kurtarmaya çalıştığı tehlikeli bir durum, yer.
- "Ortalık toz dumandı; haykırışlar, inlemeler ortalığı çınlatıyordu; insanlar can pazarının tam ortasındaydılar."
[
Can pazarı]
"Haddini bilmek" deyimi ve açıklaması
- Kendi değer ve yeteneğini bilmek, üstün görmemek, kendi yapabileceği şeylerin ötesine geçmemek.
- "Merak etme sen, o haddini bilen bir çocuktur."
[
Haddini bilmek]
"Hayatını kazanmak" deyimi ve açıklaması
- Çalışıp elde ettiği para ile geçimini sağlamak.
- "Ben iyi ya da kötü hayatımı kazanıyorum, sen kendi işine bak."
[
Hayatını kazanmak]
"Kendi göbeğini kendi kesmek" deyimi ve açıklaması
- İstediği yardım gelmeyince kendi işini kendi yapmak durumunda kalmak.
- "O her zaman kendi göbeğini kendisi kesmiş, kimseden yardım beklememiştir."
[
Kendi göbeğini kendi kesmek]
"Kendi kendine gelin güvey olmak" deyimi ve açıklaması
- Başkalarının ne diyeceğini hesaba katmadan, bir işi sadece kendi başına tasarlayıp olmuş sayarak sevinmek.
- "Kendi kendine gelin güvey olmayı bırak, bakalım kız ne diyecek bu işe."
[
Kendi kendine gelin güvey olmak]
"Kendine yontmak" deyimi ve açıklaması
- Ortaya çıkan fırsattan yararlanıp başkalarını düşünmeyerek hep kendi çıkarını sağlayacak yönde hareket etmek.
- "Hep kendine yontma, biraz da bizi düşün, biz de insanız!"
[
Kendine yontmak]
"Kendi yağıyla kavrulmak" deyimi ve açıklaması
- Elindekiyle yetinmeye, kimseye muhtaç olmadan yaşamaya çalışmak; ihtiyaçlarını kendi karşılayarak kimseden yardım istememek.
- "Nasıl olalım, kendi yağımızla kavrulup gidiyoruz işte…"
[
Kendi yağıyla kavrulmak]
"Nalıncı keseri gibi kendine yontmak" deyimi ve açıklaması
- Hemen her işte kendi çıkarını düşünerek hareket etmek.
[
Nalıncı keseri gibi kendine yontmak]
"Üstüne atmak" deyimi ve açıklaması
- Kendi kaptığı bir suçu birine yüklemek.
- "Camı kendi kırdı ama suçu arkadaşının üstüne attı."
[
Üstüne atmak]
"Üstüne geçirmek" deyimi ve açıklaması
- Bir malın tapusunu kendi üzerine yazdırmak ya da çıkartmak.
- Bir çocuğu evlât edinmek, kendi nüfusunu kaydettirmek.
- "Evi üstüne geçirmiş dedem, doğru mu?"
[
Üstüne geçirmek]