"Boyunduruk altına girmek" deyiminin anlamı nedir?
- Başkasının egemenliği altına girmek, tutsak olmak, emir ve baskı altında yaşamak.
- "Türk milleti için boyunduruk altına girmek, ölüm demektir."
Boyunduruk altına girmek deyimine benzer deyimler
"Ağzı süt kokmak" deyimi ve açıklaması
- Çok genç ve deneyimsiz olmak.
- Çok genç, toy ve tecrübesiz olmak.
- "Şu ağzı süt kokan mı yarışacak benimle."
[
Ağzı süt kokmak]
"Allah versin" deyimi ve açıklaması
- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
[
Allah versin]
"Avucunun içine almak" deyimi ve açıklaması
- Birini her dediğini yapar duruma getirmek, baskı ve etkisi altına almak.
[
Avucunun içine almak]
"Baş eğmek" deyimi ve açıklaması
- Direnmekte vazgeçip güçlünün buyruğuna girmek, teslim olmak.
- "Türk milletine baş eğdiremezsin."
[
Baş eğmek]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Bir dilim ekmekle aç, bir dilim ekmekle tok olmak" deyimi ve açıklaması
- Yaşamak için çok şeye gerekseme duymamak, pek az şeyle yetinir olmak, kanaatkar olmak.
[
Bir dilim ekmekle aç, bir dilim ekmekle tok olmak]
"Çiğ süt emmiş olmak" deyimi ve açıklaması
- Soysuz ve namussuz olmak.
- "Bu yürek yakıcı işi yapmak için çiğ süt emmiş olmak gerek."
[
Çiğ süt emmiş olmak]
"Dünyadan elini eteğini çekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir kenara çekilip toplum ile ilişkisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmaz olmak, daha çok ibadetle meşgul olmak ve dünya işleriyle ilgilenmez olmak.
- "Bizim komşu her nedense dünyadan elini eteğini çekti, görünmez oldu sanki."
[
Dünyadan elini eteğini çekmek]
"El koymak" deyimi ve açıklaması
- Bir meselenin yetkili organlarca incelenmeye başlaması.
- Buyruğu altına almak, hükümetçe uygun görülen mal, arazi ve kuruluşa hâkim olmak.
- "Hükümetin el koyduğu arazi burdan başlıyor."
[
El koymak]
"Eyüp sabrı" deyimi ve açıklaması
- Peygamberlerden Hz. Eyyub` un başına gelen hastalığa sabredip, bundan dolayı şikâyet etmemesi; güçlük ve üzüntülere, hastalığa karşı sabretmesinden hareketle, en ağır ve sürekli üzüntülerden bile yakınmayanın büyük ve uzun sabrını anlatmak için kullanılır.
[
Eyüp sabrı]
"Kanadı altına almak" deyimi ve açıklaması
- Korumak, gözetmek, himayesi altına almak.
- "Yeğenini kanadının altına aldı."
[
Kanadı altına almak]
"Moda olmak" deyimi ve açıklaması
- Yaygın duruma gelmek, gözde olmak, beğenilir ve arzu edilir olduğu için yapılır olmak.
- "Saçları kısa kestirmek bu yıl moda oldu."
[
Moda olmak]