"Borç harç" deyiminin anlamı nedir?
- Borç alarak ya da benzer yollara başvurarak (bir şeyi sağlamak).
- "Borç harç nihayet yaptırdık evin çatısını."
Borç harç deyimine benzer deyimler
"Ağıt yakmak" deyimi ve açıklaması
- Sevilen birinin ölümü ya da toplumca uğranılan bir acı dolayısıyla ağıt özelliği taşıyan bir şiir yazmak ya da böyle olaylarla ilgili olarak ağıt söylemek.
[
Ağıt yakmak]
"Ağız birliği etmek" deyimi ve açıklaması
- Aynı şeyi söylemeyi, ya da yapmayı aralarında kararlaştırmak.
[
Ağız birliği etmek]
"Ağza kilit vurmak" deyimi ve açıklaması
- Hiçbir şeyi söylememek, ya da söyletmemek.
[
Ağza kilit vurmak]
"Ağzından kaçırmak" deyimi ve açıklaması
- Söylemek istemediği bir şeyi, boş bulunup söyleyivermek.
- "Dikkatli ol, lafı ağzından kaçırıp da gideceğimiz yeri söyleme."
- Söylemek istemediği şeyi farkında olmadan bildirivermek.
[
Ağzından kaçırmak]
"Ağzını bıçak açmamak" deyimi ve açıklaması
- Üzüntüsünden söz söyleyecek durumda olmamak.
- Kırgınlıktan, üzüntüden ya da herhangi bir sebepten ötürü söz söyleyecek durumda olmamak.
- "Boşuna uğraşma, evin yanışına öyle üzülmüş ki ağzını bıçak açmıyor."
[
Ağzını bıçak açmamak]
"Aş deliye kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
[
Aş deliye kalmak]
"Başı bağlı olmak" deyimi ve açıklaması
- Evli ya da nişanlı olmak.
- Serbest, özgür olmayan, bir yere bağımlı olan.
- "Nihayet oğlanın da başını bağladık."
[
Başı bağlı olmak]
"Borca batmak" deyimi ve açıklaması
- Çok borç içinde olmak.
- "Borç gırtlağa çıkmak."
[
Borca batmak]
"Boynunda kalmak" deyimi ve açıklaması
- Birine iletilmesi kendisinden rica edilen sözü iletmediği ya da birine ödenecek parayı ödemediği için üzerinde borç kalmak.
[
Boynunda kalmak]
"Büyük oynamak" deyimi ve açıklaması
- Büyük bir tehlikeyi göze alarak bir işe girişmek.
- Çok fazla para koyarak kumar oynamak.
- "Büyük oynadım, ya kaybedeceğim, ya da kazanacağım."
[
Büyük oynamak]
"Hesaba katmak (almak)" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yaparken ya da yürütürken bir başka şeyi de göz önünde bulundurmak.
- "Hasan`ı da hesaba katalım, az zorluk çıkarmayacaktır bize."
[
Hesaba katmak (almak)]
"Kambur üstüne kambur (kambur kambur üstüne)" deyimi ve açıklaması
- "Sıkıntı üstüne sıkıntı, terslik üstüne terslik, borç üstüne borç, aksilikler birbirini kovalıyor" anlamında kullanılır.
[
Kambur üstüne kambur (kambur kambur üstüne)]