"Borç etmek" deyiminin anlamı nedir?
Borç etmek deyimine benzer deyimler
"Acısını çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Gördüğü maddi ya da manevi zararı karşılayacak bir iş yapmak.
- Öç almak.
[
Acısını çıkarmak]
"Açığa almak" deyimi ve açıklaması
[
Açığa almak]
"Arkasını (birine) vermek" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin koruyuculuğundan güç almak.
- Bir kimsenin himayesinden güç almak.
- "Arkasını kaymakama vermiş pervasızca konuşuyor, yolu burdan geçireceğim diyor."
[
Arkasını (birine) vermek]
"Başa geçmek" deyimi ve açıklaması
- En üstün yeri almak.
- Herhangi bir konu önemce ilk sırayı almak.
- "Ülkede ekonomik yolsuzluklar başa geçti."
[
Başa geçmek]
"Başa güreşmek" deyimi ve açıklaması
- Yağlı güreşte başpehlivanlık için güreşmek.
- En üstün sonucu almak için mücadele etmek, yarışmada birinciliği almak için uğraşmak.
- "Takımımız öteden beri başa güreşir."
[
Başa güreşmek]
"Borca batmak" deyimi ve açıklaması
- Çok borç içinde olmak.
- "Borç gırtlağa çıkmak."
[
Borca batmak]
"Borç bini aşmak" deyimi ve açıklaması
- Borç pek çoğalmak, altından kalkılması güç bir durum almak.
[
Borç bini aşmak]
"Borç harç" deyimi ve açıklaması
- Borç alarak ya da benzer yollara başvurarak (bir şeyi sağlamak).
- "Borç harç nihayet yaptırdık evin çatısını."
[
Borç harç]
"Diş bilemek" deyimi ve açıklaması
- Öç almak, kötülük yapmak için fırsat kollamak; öfkesini gösterir durum almak.
- "Bana diş bilediği bakışlarından belli."
[
Diş bilemek]
"Gün almak" deyimi ve açıklaması
- Bir iş yapmak için ilgili kişiden gün ayırmasını; belirli bir tarih tespit etmesini istemek, randevu almak.
- Yaşını bitirip daha sonraki yılın bir ya da birkaç gününü almak.
- "Doktordan gün almayı unutmamışsındır umarım."
[
Gün almak]
"Kambur üstüne kambur (kambur kambur üstüne)" deyimi ve açıklaması
- "Sıkıntı üstüne sıkıntı, terslik üstüne terslik, borç üstüne borç, aksilikler birbirini kovalıyor" anlamında kullanılır.
[
Kambur üstüne kambur (kambur kambur üstüne)]
"Söz almak" deyimi ve açıklaması
- Konuşmaya başlamak için toplantı başkanından izin almak, öyle konuşmaya başlamak.
- Birinin bir iş yapacağını kesin olarak bildirmesini sağlamak.
- Erkek tarafı, istenilen kızın verileceğine dair ailesinden olumlu cevap almak.
- "Toplantıda ilk olarak Ayşe söz almak istedi."
[
Söz almak]