"Bohçasını koltuğuna vermek" deyiminin anlamı nedir?
- İşine son vermek, kovmak, başından defetmek.
- "Hiç sebepsiz yere bohçasını koltuğuna verip fabrikadan uzaklaştırdılar onu."
Bohçasını koltuğuna vermek deyimine benzer deyimler
"Adı bile okumamak" deyimi ve açıklaması
- Adı hiç söz konusu olmamak, hiç önem verilmemek.
[
Adı bile okumamak]
"Ağzını havaya (poyraza) açmak" deyimi ve açıklaması
- Elindeki fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere bir şeyler elde etmeyi ummak.
- Umduğunu elde edememek, fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere beklemek.
- "Evi o zaman alacaktın, artık geçti, bundan sonra ağzını havaya aç."
[
Ağzını havaya (poyraza) açmak]
"Aklına (aklını) takmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi devamlı olarak düşünmek, bir fikre sürekli olarak zihninde yer vermek ve zihni onunla meşgul etmek.
- "Onu niçin kırdım, aklıma takıldı düşünüp duruyorum."
[
Aklına (aklını) takmak]
"Aklının köşesinden geçmemek" deyimi ve açıklaması
- Bir konuyu hiç, ama hiç düşünmemiş olmak.
[
Aklının köşesinden geçmemek]
"Armut piş, ağzıma düş" deyimi ve açıklaması
- Ben hiç emek harcamayayım. Her şey hazır olup ayağıma gelsin.
- Bir işin hiç emek harcamadan olmasını, kendiliğinden hazır olup ayağına gelmesini bekleyenlerin durumunu anlatmak için kullanılır.
[
Armut piş, ağzıma düş]
"Arşını ile alır, sındısı ile keser" deyimi ve açıklaması
- İşine gelen konuyu ( ya da şeyi) ele alır; onu istediği biçimde yürütür.
[
Arşını ile alır, sındısı ile keser]
"Arkası (sırtı) yere gelmemek deyimi" deyimi ve açıklaması
- Sarsılmamak, sağlam ve sağlıklı durumunu sürdürmek.
- Hiç yenilgi yüzü görmemek.
- "Arkası yere gelmemiş bir adam olarak kalmalı o."
[
Arkası (sırtı) yere gelmemek deyimi]
"Askıya çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Nikah kıyılmadan önce, evlenecek kimselerin durumunu (ya da başka bir konuyu) yazılı olarak, herkesin görebileceği yere asmak.
- Evlenecek kimselerin nikâhtan önceki durumlarını gösterir belgelerin, belirli bir süre için ilgili dairede görünür bir yere asılması, ilân edilmesi.
[
Askıya çıkarmak]
"Astığı astık, kestiği kestik" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı işlerden dolayı kimseye hesap vermek zorunda değil; yaptıklarına hiç kimse itiraz edemez.
- Davranışlarından dolayı kimseye hesap vermeyen, istediği gibi davranan, çok sert kimseler için kullanılır.
[
Astığı astık, kestiği kestik]
"Ateş kesilmek" deyimi ve açıklaması
- Çok kızgın, öfkeli davranışlar göstermek.
- Çok çalışkan, hareketli ve becerikli olmak.
- Ateşli silâhlarla yapılan atışa son vermek.
- "Taraflar ateş kesilmesine razı olmadılar."
[
Ateş kesilmek]
"Ayağına bağ olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işini yapmasına, bulunduğu yerden ayrılmasına engel olmak.
- "Bu çocuk ayağıma bağ oldu, onu bırakıp da bir yere gidemiyorum."
[
Ayağına bağ olmak]
"Tezkeresini eline vermek" deyimi ve açıklaması
- Kovmak, işten atmak, işine son vermek.
[
Tezkeresini eline vermek]