"Bir gömlek fazla eskitmiş olmak" deyiminin anlamı nedir?
- Daha yaşlı ve daha deneyimli olmak.
Bir gömlek fazla eskitmiş olmak deyimine benzer deyimler
"Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Daha önce toplumda önemli bir yeri yokken artık kendisine değer ve önem verilir bir kişi olmak.
[
Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı]
"Ağzı süt kokmak" deyimi ve açıklaması
- Çok genç ve deneyimsiz olmak.
- Çok genç, toy ve tecrübesiz olmak.
- "Şu ağzı süt kokan mı yarışacak benimle."
[
Ağzı süt kokmak]
"Aşağı kurtarmaz" deyimi ve açıklaması
- Daha ucuza satılırsa zarar eder.
- Daha aşağı bir durum ve yaşayışı kendine layık görmez.
[
Aşağı kurtarmaz]
"Ayağını çekmek" deyimi ve açıklaması
- Daha önce gittiği yere artık uğramaz olmak, ilişkiyi ve ilgiyi kesmek.
- "Artık onlardan elimi ayağımı çektim."
[
Ayağını çekmek]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Bir eli yağda, bir eli balda (olmak)" deyimi ve açıklaması
- Bolluk, varlık, rahat ve huzur içinde olmak.
- "Bir eli yağda, bir eli balda, daha ne istiyor ki?"
[
Bir eli yağda, bir eli balda (olmak)]
"Bir gömlek aşağı" deyimi ve açıklaması
- Bir derece daha düşük.
- "Sizin ürettiğiniz fındık, bizimkinden bir gömlek daha aşağıdadır."
[
Bir gömlek aşağı]
"Bir hâl olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi çok yapa yapa usanmak, yorulmak, fenalık gelmek, bezmek.
- Daha önce görülmeyen davranışlar içinde olmak, huyu değişmek.
- Kazaya uğramış olmak.
- "Gecikti, başına bir hâl mi geldi acaba?"
[
Bir hâl olmak]
"Buldukça bunamak" deyimi ve açıklaması
- Bulduğundan daha çoğunu isteyip şükretmemek, daha iyisini istemek.
- "Buldukça bunuyorsun, milletin aç sefil gezdiğini görmez misin sen?"
[
Buldukça bunamak]
"Can evinden vurmak" deyimi ve açıklaması
- En etkileyici, en can alıcı yönden saldırmak; bir daha yaşama imkânı kalmayacak şekilde vurmak.
- "Onları can evinden vurmalıyız ki bir daha bellerini doğrultamasınlar."
[
Can evinden vurmak]
"Dünyadan elini eteğini çekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir kenara çekilip toplum ile ilişkisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmaz olmak, daha çok ibadetle meşgul olmak ve dünya işleriyle ilgilenmez olmak.
- "Bizim komşu her nedense dünyadan elini eteğini çekti, görünmez oldu sanki."
[
Dünyadan elini eteğini çekmek]
"Gözü yılmak" deyimi ve açıklaması
- Daha önce denediği için o durumla karşılaşmaktan korkmak, o işe girişmekten çekinmek.
- "Sebzecilik işinden gözüm yıldı, bir daha bu işe girişeceğimi sanmıyorum."
[
Gözü yılmak]