"Afyonu patlamak" deyiminin anlamı nedir?
- Kendi keyfine dalmış olan birini, sinirlendirici davranışlarla çileden çıkarmak
Afyonu patlamak deyimine benzer deyimler
"Ahrette on parmağı yakasında olmak" deyimi ve açıklaması
- Ödevini yapamadığından kendisine karşı sorumlu olan kimseden öbür dünyada hesap sormak.
- Haksızlığa uğrayışını bu dünyada önleyip hakkını alamayanın, öte dünyada (ahirette) kendisine sorumlu olan kimseden davacı olması.
- "Hakkımı vermedin ama ahirette on parmağım yakanda olacaktır."
[
Ahrette on parmağı yakasında olmak]
"Araya girmek" deyimi ve açıklaması
- İki kişinin arasındaki bir işe karışmak.
- Araları bozuk olan iki kişiyi uzlaştırmaya çalışmak.
- Yapılmakta olan bir işin yapılmasını geciktirmek.
- "Araya başka işler girince seninkini yapamadım, kusura bakma."
[
Araya girmek]
"Arayı yapmak" deyimi ve açıklaması
- Arası bozuk olan kimse ile barışmak.
- Arası açık olan iki kişiyi uzlaştırıp, barıştırmak.
- "Hasan aramızı yapmasaydı biz hâlâ diken üstünde oturuyor olacaktık."
[
Arayı yapmak]
"Aşağı tükürsem sakal (-m), yukarı tükürsem bıyık (-m), (Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal)" deyimi ve açıklaması
- Yakınım olan iki taraf, ya da benimle ilgili iki durum var. Birine ayrıcalık tanısam ötekini küçümsemiş oluyorum. Sakıncaları eşit olan iki karşıt davranıştan birine karar veremiyorum.
[
Aşağı tükürsem sakal (-m), yukarı tükürsem bıyık (-m), (Yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal)]
"Ayak dolaştırmak" deyimi ve açıklaması
- Yürümekte olan bir işe engel çıkarmak, bir kimseyi kötü duruma düşürecek davranışta bulunmak.
[
Ayak dolaştırmak]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Bağrına basmak" deyimi ve açıklaması
- Kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak.
- Birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek.
- "Amcası, yeğenini bağrına basmakta geçikmedi.
- Göğsü üzerine yaslanıp sevmek.
- Birini sevgi ve şefkatle yanına alıp korumak, yetiştirmek.
[
Bağrına basmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Başını nara yakmak (Birinin, kendisinin)" deyimi ve açıklaması
- Birini ağır, dayanılmaz bir zarara uğratmak.
- Kendi kendini ağır, dayanılmaz bir zarara sokmak.
- "Ateşine yanmak."
[
Başını nara yakmak (Birinin, kendisinin)]
"Başının çaresine bakmak" deyimi ve açıklaması
- Kimsenin yardımı olmayacağı anlaşıldığından içinde bulunduğu güç durumdan kurtulma yolunu kendisi aramak.
- Kimsenin yardımı olmadan kendi işini kendi yapmak, kendini zor durumdan kurtarmak.
- "Benden sana fayda yok, başının çaresine baksan iyi olacak."
[
Başının çaresine bakmak]
"Kendi göbeğini kendi kesmek" deyimi ve açıklaması
- İstediği yardım gelmeyince kendi işini kendi yapmak durumunda kalmak.
- "O her zaman kendi göbeğini kendisi kesmiş, kimseden yardım beklememiştir."
[
Kendi göbeğini kendi kesmek]
"Özü sözü bir" deyimi ve açıklaması
- Düşünceleri, söyledikleri ve yaptıkları bir olan, ne düşünüyorsa onu söyleyen, içi dışı bir olan kimse.
- "Özü sözü bir olan insanlara rastlamak gittikçe zorlaşıyor."
[
Özü sözü bir]