"Ben derim bayram haftası, o anlar mangal tahtası" deyiminin anlamı nedir?
- Söylediğim sözü, hiç ilgisi olmayan biçimde anlıyor.
Ben derim bayram haftası, o anlar mangal tahtası deyimine benzer deyimler
"Adı bile okumamak" deyimi ve açıklaması
- Adı hiç söz konusu olmamak, hiç önem verilmemek.
[
Adı bile okumamak]
"Aklının köşesinden geçmemek" deyimi ve açıklaması
- Bir konuyu hiç, ama hiç düşünmemiş olmak.
[
Aklının köşesinden geçmemek]
"Armut piş, ağzıma düş" deyimi ve açıklaması
- Ben hiç emek harcamayayım. Her şey hazır olup ayağıma gelsin.
- Bir işin hiç emek harcamadan olmasını, kendiliğinden hazır olup ayağına gelmesini bekleyenlerin durumunu anlatmak için kullanılır.
[
Armut piş, ağzıma düş]
"Bozum olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir sözü ya da davranışı iyi karşılanmadığı için utanmak, utanacak duruma düşmek.
- "Onun düşüncesinin hiç de doğru olmadığını söylediğim zaman amma da bozum oldu kadın."
[
Bozum olmak]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Dam üstünde saksağan, vur beline kazmaylan" deyimi ve açıklaması
- Konu ile hiç ilişkisi olmayan saçma sapan söz.
[
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmaylan]
"Durduğu yerde" deyimi ve açıklaması
- Hiç gereği yokken.
- Kolaylıkla, hiç emek ve çaba harcamadan.
- "Adam durduğu yerde para kazanıyor, anlamadım bu işi!"
[
Durduğu yerde]
"Göz kırpmamak" deyimi ve açıklaması
- Hiç uyumamak.
- Tehlikeye aldırmamak.
- "Bu gece hiç göz kırpmadım, hep seni düşündüm."
[
Göz kırpmamak]
"İçi dışı bir" deyimi ve açıklaması
- İkircikli olmayan, iki yüzlü davranmayan, düşündüğünü açıkça söyleyen, özü sözü bir olan.
- "İçi dışı bir olan insanlara her zaman güvenebiliriz."
[
İçi dışı bir]
"Kırık dökük" deyimi ve açıklaması
- Eski çürük, sağlam olmayan, değersiz (şey).
- Düzgün olmayan, parça parça, dağınık (söz).
- "Şu kırık dökük eşyaları ortadan kaldırın hemen!"
[
Kırık dökük]
"Leke sürmek" deyimi ve açıklaması
- Suç yüklemek, birinin onurunu sarsacak biçimde iftirada bulunmak.
- "Zorla kadıncağıza kara bir leke sürdüler, Allah`tan hiç korkmadılar."
[
Leke sürmek]
"Rahat yüzü görmemek" deyimi ve açıklaması
- Huzur, bolluk, hiç rahatlık görmemek; sürekli sıkıntı, darlık içinde bulunmak.
- "Şu yaşıma geldim, hiç rahat yüzü görmedim desem yeridir."
[
Rahat yüzü görmemek]