"Baş kaldırmak" deyiminin anlamı nedir?
- Buyruğa, yönetime karşı gelmek, ayaklanmak.
- "Kafa tutmak."
Baş kaldırmak deyimine benzer deyimler
"Adam olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir kişi yetişip topluma yararlı duruma gelmek.
- İşe yaramayan bir şey onarılıp işe yarar duruma gelmek.
[
Adam olmak]
"Adam oluncaya kadar dokuz fırın ekmek ister" deyimi ve açıklaması
- Yetişip topluma yararlı duruma gelmek.
- İşe yaramayan bir şey onarılıp işe yarar duruma gelmek.
- Yetişip topluma yararlı bir kişi olması için uzun zaman gerek.
[
Adam oluncaya kadar dokuz fırın ekmek ister]
"Akan sular durmak" deyimi ve açıklaması
- Tersi söylenmeyecek bir durum meydana gelmek, itiraz edilecek bir nokta kalmamak.
- Artık itiraz edilebilecek, karşı durulacak bir nokta kalmamak.
- "Siz Mehmet Ağa`ya gidin, o devreye girdi mi akan sular durur, kolay anlaşırsınız."
[
Akan sular durmak]
"Ayağını denk almak" deyimi ve açıklaması
- Birilerinin kendisine karşı yapacakları muhtemel kötülüklere karşı uyanık davranmak, tedbirli olmak.
- "Eğer ayağını denk almazsan o adamlar başına bir iş açacaklar senin."
[
Ayağını denk almak]
"Azınlıkta kalmak" deyimi ve açıklaması
- Bir sorun üzerine oy verenler, sayıca, karşı düşünceye oy verenlerden daha az çıkmak.
- Bir oyalamada, karşı düşünceye oy verenler sayıca az çıkmak.
[
Azınlıkta kalmak]
"Beynine girmek" deyimi ve açıklaması
- Akla uygun gelmek.
- Bir kimseyi türlü yollara baş vurarak bir şey yapmaya inandırmak, kandırmak.
- Ezberlemek, aklında tutmak.
- "Ne kadar okursam okuyayım beynime girmiyor."
[
Beynine girmek]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"Burun buruna gelmek" deyimi ve açıklaması
- Ansızın karşılaşmak, karşı karşıya gelmek.
- Birbirine çok yaklaşmak, birine çok sokulmak.
- "Kapıdan çıkar çıkmaz öğretmenimle burun buruna geldim."
[
Burun buruna gelmek]
"Eceli gelmek" deyimi ve açıklaması
- Ölmek, sonu gelmek, yok oluş vakti gelmek.
- "Herkesin eceli gelecek ve bu dünyadan göçecek."
[
Eceli gelmek]
"Kafa tutmak" deyimi ve açıklaması
- Karşı gelmek, direnmek, boyun eğmemek.
- "Her önüne gelene kafa tutmakla bir yere varacağını mı sanıyorsun?"
[
Kafa tutmak]
"Kazan kaldırmak" deyimi ve açıklaması
- Yönetime karşı topluca karşı gelmek, baş kaldırmak.
- "Maden işçileri kazan kaldırmış diyorlar."
[
Kazan kaldırmak]
"Kıvamına gelmek (bulmak)" deyimi ve açıklaması
- En uygun zamanında olmak, gerekli ve istenilen şartlar yerine gelmek, istenilen duruma gelmek.
[
Kıvamına gelmek (bulmak)]