"Başını bağlamak" deyiminin anlamı nedir?
- Evlendirmek.
- "Askerliği biten Ali`nin başını bağlamayı düşünen annesi kolları hemen sıvadı."
Başını bağlamak deyimine benzer deyimler
"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
[
Ahret kardeşi]
"Al gülüm, ver gülüm" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye yapılan hizmetin hemen karşılığını bekleme durumu.
[
Al gülüm, ver gülüm]
"Aşağı yukarı" deyimi ve açıklaması
- Yaklaşık olarak, hemen hemen, tam değil de tama yakın.
- "Aşağı yukarı on kilo gelir bu yük."
- Yaklaşık olarak, hemen hemen, tama yakın.
[
Aşağı yukarı]
"Az daha" deyimi ve açıklaması
- "Az kalsın."
- Neredeyse, hemen hemen, az kalsın.
[
Az daha]
"Az kalsın" deyimi ve açıklaması
- Az sonra, hemen hemen, olmak üzereydi ki (olacaktı, ama olmadı).
- "Nerede ise".
- Neredeyse, az daha
[
Az kalsın]
"Başını bir yere bağlamak" deyimi ve açıklaması
- Bir işe yerleştirmek, işsizlikten kurtarmak.
- "Çok geçmeden oğlunun da başını bir yere bağlamayı becerdi."
[
Başını bir yere bağlamak]
"Bir sözünü iki etmemek" deyimi ve açıklaması
- Birinin her istediğini hemen yerine getirmek.
- "Ah benim tatlı çocuğum, bir sözümü iki etmez, hemen yapıverir."
[
Bir sözünü iki etmemek]
"Çengelde kokmuş etim yok" deyimi ve açıklaması
- "Kızımı hemen evlendirmek zorunda değilim, uygun bir eş buluncaya değin beklerim" anlamında söylenir.
[
Çengelde kokmuş etim yok]
"Deveye hendek atlatmak" deyimi ve açıklaması
- Birisine yapılması çok zor, hemen hemen yapamayacağı bir işi yaptırmaya çalışmak.
- "Senin yaptığın deveye hendek atlatmak, bırak şu garibin yakasını."
[
Deveye hendek atlatmak]
"İzi silinmek" deyimi ve açıklaması
- Yok olmak, ortadan kaybolmak.
- "Çiçek hastalığının bu kasabada izi silindi hemen hemen, çünkü çocuklar aşılanıyorlar."
[
İzi silinmek]
"Şöyle böyle" deyimi ve açıklaması
- Ne iyi ne kötü, orta derecede.
- Hemen hemen, aşağı yukarı, yaklaşık olarak.
- "Şöyle böyle üç yıl oldu onunla görüşemedik."
[
Şöyle böyle]
"Uyku gözünden akmak" deyimi ve açıklaması
- Çok uykusu gelmek, göz kapakları kapanmak.
- "İki gündür yoldaydık, hemen hemen hiç uyumamıştık, uyku gözlerimizden akıyordu."
[
Uyku gözünden akmak]