"Baş başa kalmak" deyiminin anlamı nedir?
- Biriyle yalnız kalmak, iki kişi bir arada yalnız kalmak.
- "Misafirler gittikten sonra baş başa kaldılar."
Baş başa kalmak deyimine benzer deyimler
"Açıl susam açıl" deyimi ve açıklaması
- Bin bir gece masallarının baş kişisi Ali Baba’nın, Kırk Haramiler’in gömülerini saklandıkları mağaraya girmek için söyelediği bir büyülü söz olan bu deyim, bir çıkmaz, bir güçlük karşısında alay yollu kullanılır.
[
Açıl susam açıl]
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Ağzına bir parmak bal çalmak" deyimi ve açıklaması
- Amacına ulaşmak için birini tatlı sözlerle bir süre oyalamak, kandırmak; umut verip ikna ederek işini yaptırmak.
- "Öyle bir insan ki ağzına bir parmak bal çal, sonra her istediğini yaptır."
[
Ağzına bir parmak bal çalmak]
"Baş başa (kafa kafaya) vermek" deyimi ve açıklaması
- Birbirinin düşüncesinden yararlanmak üzere birkaç kişi toplanıp bir konuyu görüşmek, bir konuda dertleşmek.
- "Bu sorunu ancak baş başa vermekle çözebiliriz."
[
Baş başa (kafa kafaya) vermek]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Beli bükülmek" deyimi ve açıklaması
- Yaşlılık yüzünden güçsüz kalmak, bir iş yapamaz duruma gelmek.
- Üzüntü ve kederden ruhsal bir çöküntüye düşmek.
- "İflas eden şu genç adamın bir yılda beli büküldü."
[
Beli bükülmek]
"Bir elle verdiğini öbür elle almak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye yaptığı iyiliği, yararı, başka bir yola baş vurarak sağladığı çıkarla ödetmek.
- "Bir eliyle verip öbür eliyle aldığını çok zaman sonra anladım."
[
Bir elle verdiğini öbür elle almak]
"Bir taşla iki kuş vurmak" deyimi ve açıklaması
- Bir davranışla iki veya birden çok yararlı sonuç elde etmek, bir girişimle iki iş yapmak.
- "Anladım amacını, bir taşla iki kuş vurmak."
[
Bir taşla iki kuş vurmak]
"Can cana, baş başa" deyimi ve açıklaması
- Birbirini çok seven iki kişi, bir arada yalnız olarak.
[
Can cana, baş başa]
"Kendini dinlemek" deyimi ve açıklaması
- Önemsiz, küçük rahatsızlıkları büyütmek; hastalık kuruntusu içinde bulunmak.
- Yalnız, sakin kalmak.
- "Uzun bir süre kendimi dinledim, olup biteni tekrar tekrar gözden geçirdim."
[
Kendini dinlemek]
"Ortada kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yersiz yurtsuz kalmak, barınacak yer bulamamak.
- İki şey arasında kalmak.
- (Bir şeyi) kimse üzerine almamak.
- "Belediye evlerini yıkınca çoluk çocuk öylece ortada kaldılar."
[
Ortada kalmak]